Dijital ile ‘Katı olan her şey buharlaşıyor’
İki binli yılların başında fikirleriyle entelektüel çevrelerde dikkat çekmiş bir isim vardı: Marshall Berman. Geçtiğimiz yıl kendisini kaybettik ancak düşünceleri günümüzü anlamak için bence hala çok değerli. Ben üniversitedeyken modernizm, postmodernizm, post yapısalcılık üzerine hangi konuşma olsa kendisi o konuşmanın mutlaka baş aktörüydü. Bir de “Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi” vardı Peter Handke’nin ama o başka bir yazının konusu.
Katı Olan Her Şey buharlaşıyor kitabından size bir alıntı aktaracağım. Bu alıntıda “modern” sözcüğü yerine “dijital” sözcüklerini kullanacağım. Bakalım nasıl bir sonuç çıkıyor:
“Bugün, dünyanın her köşesindeki insanlarca paylaşılan hayati bir deneyim tarzı; diğer bir deyişle uzay ve zamana, ben ve ötekilere, yaşamın imkânları ve zorluklarına ilişkin bir deneyim tarzı var. Bu deneyim bütününü modernlik diye adlandırmak istiyorum. Dijital olmak, bizlere serüven, güç, coşku, gelişme, kendimizi ve dünyayı dönüştürme olanakları vaat eden; ama bir yandan da sahip olduğumuz her şeyi, olduğumuz her şeyi yok etmekle tehdit eden bir ortamda bulmaktır kendimizi. Dijital ortamlar ve deneyimler coğrafi ve etnik, sınıfsal ve ulusal, dinsel ve ideolojik sınırların ötesine geçer; dijitalin, bu anlamda insanlığı birleştirdiği söylenebilir. Ama, paradoksal bir birliktir bu, bölünmüşlüğün birliğidir: Bizleri sürekli parçalanma ve yenilenmenin, mücadele ve çelişkinin, belirsizlik ve acının girdabına sürükler. Dijital olmak, Marx’ın deyişiyle ‘katı olan her şeyin buharlaşıp gittiği’ bir evrenin parçası olmaktır.”
Kitabın isim babası aynı zamanda şunu da söylüyor: “herşey kendi anti-tezine gebedir”
Şimdi daha da gerilere gidelim. Taş tabletlere yazı yazmaya alışmış bir grup Sümerli’ye papirüs yapraklarını gösteren Mısırlılar’ı hayal edelim. Sizce de Sümerliler şöyle dememiş midir “Tutmaz o yapraklar, yırtılır eskir. Bizimkisi taş gibi taş, kırılmaz bozulmaz!”
Tekrar günümüze dönelim. Radikal Gazetesi kağıt baskıyı bitiriyor ve tüm yayını dijitale taşıyor. Bu dönemde “Kağıt baskı biter mi canım, onun kokusu var, alışkanlığı başka. Radikal biter ama başka yayınlar ayakta kalır” diyenler eminim olmuştur.
Bekleyip göreceğiz.