Sosyal Medya Felaketlerde Hayat Kurtarır
Doğal Afetleri ve sosyal çatışmaları en çok yaşayan ülkelerden biri olmamıza rağmen hala online bir “Disaster Platform” yani felaket platformumuz yok. Yoksa Van depreminde dijital platformların kurtardığı canları unuttuk mu?
Van depremi Türkiye’de sosyal medyanın hayati bir yüzünü, olağanüstü durumlardaki yardım kapasitesini gösterdi. Onbinlerce insanın hayatını kaybettiği depremde, birçok insanın kurtulması ve aç veya susuz kalmamasını sağladı. Bütün yardım kuruluşlarının bilgilerini tek platformda toplamak ve deprem bölgesindeki ihtiyaçları doğru şekilde belirtebilmek için WordPress’te “Yalnız Değilsin Van” başlıklı bir site kurulmuş ve buradan göçük altında kalanların durumlarıyla yiyecek giyecek ihtiyacına yönelik bilgiler toplanmıştı.
Sosyal medyanın en değerli katkısı ise şüphesiz enkaz altındaki kişilere ulaşma konusunda olmuştu. Akut Genel Sekreteri, “Akut olarak kurtardığımız ilk üç kişinin konumuna ait bilgiler bize Twitter aracılığıyla ulaştırıldı” açıklamasını yapmıştı. Yine dönemin bakanlarının da benzer açıklamaları olmuştu.
Enkaz altından çıkan 190 can
Bunların yanında Google’ın depremden birkaç saat sonra Türkçe olarak kullanıma açtığı “Kişi Bulucu” servisi, yakınlarından haber almayı çalışanlara yardımcı olmuştu. Bu çalışmalar sonucunda 5 binin üzerinde kişi takip edildi.
Twitter dolayımlı olarak enkaz altından kurtarılan insan sayısı 190 civarında görülüyor. Özetlemem gerekirse biz bu deneyimi yaşadık ama hiç ders çıkarmadık. Hala insanlara şeffaf biçimde bilgi verecek online bir platformumuz yok. Bunu en son Soma’da da gördük. Ölen insan sayısını bile günler sonra duyabildik. Burada belki ülkemizden gurur veren iki örneğe yer vermek gerekir: www.oyveotesi.com ile Türkiye’nin Oyları Bu platformlar başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, offline ve online ortamlarda insanların oylarına sahip çıkması ve dijital vatandaşlık kültürünün gelişmesi adına çok güzel örnekleri sergilediler.
İşte dünyadan bazı örnekler
Yakın coğrafyamızda sorunlu olan özellikle Suriye ve Lubnan’dan iki örnek vereceğim: I am Alive aplikasyonu özellikle patlama ve çatışmaların yoğun yaşandığı Suriye’de kullanılıyor. Şehirde bir olay olduğunda sizin hakkınızda bilgi veriyor. En önemlisi hayatta olduğunuz bilgisi elbette.
Bir diğeri ise Lubnan’dan Way to Safe uygulaması. Malum Lübnan son 40 yıldır etnik ve mezhep sorunlarıyla boğuşan, zaman zaman insanlık dışı olaylara sahne olan bir ülke. Way to Safe size hangi sokağın tehlikeli hangisinin daha güvenli olduğunu söylüyor. Eğer bir bölgede “conflict” bir durum varsa anında haberdar oluyorsunuz. Uygulama hakkında geniş bilgiye şu videodan ulaşabilirsiniz. çok iyi düşünülmüş bir crowd mapping uygulaması.
Güvende kalın!